Çok sık duyduğumuz bazı kavramları hiç sorgulamadan olduğu gibi kabul ediyoruz. Bunlardan biri de eşitlik.
Eşitliği adil olmakla karıştırıyoruz. Ne var ki temel insan hakları çerçevesinde tüm insanların yasalar ve devlet önünde eşit olmaları dışındaki ezbere eşitliklerin çoğu, aslında adaleti ortadan kaldıran bir klişe olabiliyor.
Basit bir tanımla eşitlik herkese aynı şeyi, adil olmak ise herkese hak ettiğini vermektir.
Herkese aynı maaşı vermek eşitliktir ama adalet değildir. Her öğrenciye aynı notu vermek de öyle.
Zor olan adil olmaktır. Adil olmak, öncelikle gerçek bir yetki sahibi olmayı gerektirir. Emek ve sorumluluk ister. Oysa idareciler genellikle sorumluluk almak istemez… Veya kimin neyi hak ettiğini ölçecek yöntem veya isteğe sahip değildir… Veya gerçekten yetkisi yoktur, ona da biri “yap- yapma” diyordur işte.
Eşitlik, sorumluluğu üstüne almak istemeyenler için harika bir kaçış ve son gerece kabul gören bir mazerettir. Elmayla armudu aynı kefeye koymuşsun, kuşa da balığa da uç demişsin, bilenle bilmeyeni bir tutmuşsun, kime ne… Eşitlik var dedin mi akan sular durur.
Geçenlerde bir şirketin şirket içi maili sızdı medyaya. “Tüm uyarılara rağmen mola uygulaması suiistimal edildiği için 15 dakikalık aralar iptal edilmiştir.” diye. Genelde sistem böyle işler. Birkaç kişi verilen hakkı suiistimal eder. Uyarı, hata yapan o kişilere değil, topluca herkese yapılır. Bu genel uyarıları da zaten o uyarının asıl muhatapları üzerine almaz. Sonra böyle toptan yasak gelir molalara. ‘Kurallara harfiyen uyan’ ile ‘tüm işleri yayan’ aynı yasağa muhatap olur. Elma ile armut aynı kefeye konur.
Oysa liderlik, kimin neyi hak ettiğini görebilme yeteneğine ve herkese hak ettiğini verebilme cesaretine sahip olmayı gerektirir.
Yasaklar, o toplum içindeki en aptal ya da en kötü niyetli kişiye göre konmuş genel kurallardır. Yasaklamak, “Ben yönetemiyorum o halde siz de bir şey yapmadan durun.” demenin resmiyete dökülmüş halidir.
Kurallar, herkesi vasatta tutmayı hedefler ve sıradanlığa razıdır. Aslında “İyi niyetli olmandan bana ne, yaratıcı ve zeki olmana da gerek yok, denileni yap yeter.” demektir.
İşte liderlik burada başlar.
Lider, kuralları ve yasakları herkes için ve her durumda mutlak eşitlik olarak uygulayan değil, adaleti sağlamak adına inisiyatif kullanandır. Adil olmak da inisiyatif kullanmak da elbette kolay iş değildir. Bu yüzden hemen herkes kuralları harfiyen ve eşitçe uygulayan bir idareci olabilir ama gerçek bir lider olmak zordur.
Bir yerde kurunun yanında yaş da yanıyorsa, bu öncelikle yangını çıkaranın sonra da onları aynı yerde tutanların ayıbıdır.
Kurunun yanında yanan yaş, aslında adaletin göz yaşıdır.





