Esentia ICF koçluk eğitimi için tıklayın

Profesyonel Koçluk, ICF ve Esentia Academy yazıları

Profesyonel koçlukta etkili iletişim, güçlü sorular ve aktif dinleme gibi teknik beceriler ön plandadır. Ama bir koçu “iyi”den “derin”e taşıyan şey, çoğu zaman ne bildiği değil, ne hissettiğidir. İşte bu noktada sezgiler devreye girer. 🧭 Sezgi Nedir? Sezgi, açıklayamadığımız ama bildiğimizdir. Bilinçli bir akıl yürütmeden önce devreye girer, analizden hızlıdır.

Büyük dönüşümler başarmış büyük insanların hayatlarında genellikle 4 aşama olduğunu görüyoruz: (1) Asi: Kimsenin ses çıkaramadığı olumsuz bir duruma isyan ederek bunun değişmesi gerektiği yönünde cesur bir irade koyma becerisi (2) Kahraman: İsyan duygusunu, değişim için bütünsel bir organizasyona dönüştürerek bu harekete öncülük etme becerisi (3) Hükümdar: Gücü ele geçirerek

Danimarka, Finlandiya, İsveç ve Norveç başbakanlarının evde bir araya gelerek akşam yemeği yedikleri bir fotoğraf, sosyal medyada büyük yankı uyandırdı. Bu fotoğraf bana “modern çağda liderlik” hakkında bu 5 kavramı çağrıştırdı: 1. Sadelik“Sadelik, nihayi bilgeliktir.” – Leonardo da Vinci Modern liderlik, lüks ve gösterişten ziyade sadelik ve içtenlik üzerine kuruludur.

Karşıdaki kişinin hissettiği duyguları anladığımızı söylemek çok güçlü bir iddiadır. Özellikle o kişi ciddi bir acı yaşıyorsa sizin “anlıyorum” demeniz ona samimi gelmeyecek hatta onu rahatsız edecektir. Bir şehit yakını, şehit ailesine asla söylenmemesi gerekenler başlıklı yazısında şöyle demişti: “Sakın ‘seni anlıyorum’ demeyin. Gencecik evladını, kardeşini, eşini toprağa veren birini

Günlük hayatta ağzımızdan çıkıveren ve anlamını çok da düşünmeden sarf ettiğimiz birçok kelime, koçluk görüşmelerinde hayati önem taşır. Koçluk eğitimlerinde kelimelerin gücü ve etkisi üzerinde önemle dururuz. Bu nedenle yeni koçlar, bazı yasaklı kelimelerden köşe bucak kaçma ve kullanılması önerilen kelimeleri sıklıkla kullanma konusunda hassasiyet geliştirirler. Ne var ki koçluk

Rahmi Koç’un taktığı 75 dolarlık ‘ucuz’ saatin gündem olması üzerine: 1- Herkes kendinde olmayanı arar. Bu fotoğrafta birinin dikkatini çeken şey, defalarca zoom yaptığı saatin kaç para olduğunu araştırmak, ardından saatin fiyatını azımsamak ve ucuz saat takan bir zengini küçümsemek ise muhtemelen o kişinin kişisel değerler sıralamasında ‘para’ ile ilgili

Eğer başarısız olsaydı “Böyle ekipmansız, eller cepte atış mı yapılır! Olimpiyatta bu ne laubalilik?” denecekti. Bu atış, madalya almak koşuluyla ‘karizmatik’ sayılacak bir atış tarzıydı, madalya getirdi ve tüm dünyanın gündemine oturdu. 1. Ders: Gidiş yolunun değerini ulaştığın sonuç belirler. Sonuçta başarı varsa yaptıkların herkeste hayranlık uyandırır, sonuçta başarı yoksa

Kelimelerin, sözlük anlamlarından öte olan ruhları vardır. Bu yüzden hiçbir kelimenin yüzde yüz eş anlamlısı olamayacağını düşünüyorum. Örneğin ‘kalp’ ve ‘yürek’ sözlükte eş anlamlıdır. Ancak kalp hisleri, yürek cesareti ön plana çıkarır. Kalpsiz insan duygusuz, yüreksiz insan korkaktır.  Yanlış kelimeler motivasyonumuzu ve iletişim gücümüzü aşağıya çekerken doğru kelimeleri kullanmak bizi

Pandemiyle birlikte birçok şeyi ‘online’ yapabileceğimizi fark ettik. Bu durum genelde hayatımızı kolaylaştırırken, bazı alanlarda da içi boş bir kolaycılığa zemin hazırladı. Bunlardan biri de oturduğumuz yerden hemen bizi bir uzman (!) haline getiren sertifikaları satın alabildiğimiz yeni bir kişisel tatmin dünyasına giriş oldu. Bir anda her tarafta uzmanlar türedi.

Etkin iletişimin en önemli unsurlarından biri “güçlü sorular” sormak. Koçvari yaklaşımla güçlü sorular sormanın bazı sırları var: 1- Gerçekten ve ilgiyle dinleyin 👂🏻 Tüm odağınız karşınızdaki kişi olsun. Eliniz telefona, aklınız başka yere gitmesin. Konuşmak için sıra beklemeyin, soracağınız soruları da düşünmeyin. Sözü kendinize getirmeyin, rol çalmayın. İçten bir ilgi

Eski adı CKA olan ICF Yeterlilik sınavı, 2023 itibarıyla güncellendi. Unvan başvurusunda bulunan veya unvan yükseltmek isteyen koçlar bu sınavı geçmekle yükümlü. Sınavı sadece ICF Global yapıyor. ICF’in 2023 verilerine göre sınava giren 9.795 adaydan %75’i ilk seferde olmak üzere %87’si sınavı başarıyla geçmiş. Esentia Academy’de unvan yolculuğundaki koçlarımızı ICF

“Niş eğitim” terimi, belirli bir koçluk alanında uzmanlaştırmayı hedefleyen ileri düzey eğitimi ifade eder. Temel koçluk eğitimini tamamlamış koçlar her kişi ve gündeme koçluk yapma yetkinlik ve ehliyetine sahiptirler. Kendine özgü yaklaşım ve metotları olan bazı koçluk türlerinde uzmanlık eğitimleri almak ise o alanda daha yetkin ve özgüvenli olmanızı sağlayacaktır.

Uluslararası Koçluk Federasyonu ACC, PCC veya MCC unvanlarına başvuran adayların, uygunluk için belirlenen koçluk deneyimi gerekliliklerini karşılamış olması gerekir. Bu gereksinimler, kimlik bilgileri düzeyine göre değişir. ACC için: Koçluk eğitimine başladıktan sonra en az 8 danışanla, en az 100 saatlik (75 saati ücretli) koçluk deneyimini belgelemeleri gerekmektedir. PCC için: Koçluk eğitimine başladıktan

ICF, minimum eğitimi koşulu olarak 60 saatlik temel eğitim sürecini şart koşar. Genellikle 60 saat ve 4 modülden oluşan bu temel eğitimi alan koçlar profesyonel olarak koçluk yapabilirler. ICF Unvanları ise profesyonel koçluktaki mükemmelliği temsil eder. Nasıl ki bir üniversiteyi bitirdiğinizle ilgili mesleği yapma ehliyetine sahip olursunuz, bunu minimum 60

Profesyonel Koçluk, özellikle 21. yüzyıldan itibaren tüm dünyada saygın ve popüler bir meslek olarak değer görüyor. Dünyada Fortune 500 içinde yer alan üst düzey şirketler ile ülkemizde de İMKB 30 içindeki firmaların tamamı yönetici veya çalışanlarına koçluk desteği aldırıyor. Yapılan araştırmalar Profesyonel Koçluğun pandemi döneminde bile kurumsal hayatta IT sektörü ile birlikte en çok ciro

Koçluk bir beceri işi ve diğer becerilerde olduğu gibi ‘bilmek’ ile ‘yapmak’ arasında derin bir fark var. Piyano çalmayı öğrenmek için teorik dersler almak yetmez, mutlaka parmaklarınızın tuşa değmesi gerekir. Koçlukta da durum böyle. Mutlaka bire bir seans deneyimi kazanmalısınız. Bu noktada koçları durduran temel unsur genellikle ‘mükemmellik takıntısı’ oluyor.

Pozitif olmak etik bir doğruluk gibi oldu, farkında mısınız? “Güçlü kal” ve “olumlu ol” dayatmaları bir mahalle baskısı gibi her yeri sardı. Herkes, her durumda pozitif olmak zorunda hissediyor kendini. Her üç insandan biri üzüntü, stres, öfke gibi olumsuz duygulara sahip olduğu için kendini yargılıyor veya bu hisleri direkt öteliyor.

Çok sık duyduğumuz bazı kavramları hiç sorgulamadan olduğu gibi kabul ediyoruz. Bunlardan biri de eşitlik. Eşitliği adil olmakla karıştırıyoruz. Ne var ki temel insan hakları çerçevesinde tüm insanların yasalar ve devlet önünde eşit olmaları dışındaki ezbere eşitliklerin çoğu, aslında adaleti ortadan kaldıran bir klişe olabiliyor.  Basit bir tanımla eşitlik herkese aynı şeyi,

Freud haklı. Tıpkı sarhoşken söylenen sözlerin ayıkken düşünülmüş olması gibi, öfkeliyken ağızdan çıkanlar önceden sakin kafayla düşünülmüş oluyor. Bu nedenle tıpkı “sarhoştum” gibi “çok öfkeliydim, kusura bakma” da çok masumca bir mazeret değil. Sen bunu düşünmüştün. Sadece açığa çıkarmayacak kadar kontrollüydün. Öfkelenince kapı açıldı ve içerdekiler dışarı çıktı. Peki özellikle