Karşıdaki kişinin hissettiği duyguları anladığımızı söylemek çok güçlü bir iddiadır. Özellikle o kişi ciddi bir acı yaşıyorsa sizin “anlıyorum” demeniz ona samimi gelmeyecek hatta onu rahatsız edecektir.

Bir şehit yakını, şehit ailesine asla söylenmemesi gerekenler başlıklı yazısında şöyle demişti:

“Sakın ‘seni anlıyorum’ demeyin. Gencecik evladını, kardeşini, eşini toprağa veren birini anlamanız mümkün değil. Siz evinize gidip hayatınıza kaldığınız yerden devam edecekken ömür boyu bitmeyecek bir acı yaşayacak o insanları anladığınızı iddia etmeniz derin bir öfke uyandırmaktan başka bir işe yaramıyor…”

Özellikle yoğun hisler yaşayan insanların, kendi başına gelenleri yaşamamış, çektiklerini çekmemiş birinin onu anladığını iddia etmesi küçümsenme, basitleştirme ve samimiyetsizlik hissi yaratıyor.

Koçluk görüşmelerinde de durum böyle.

Danışanın hislerinin anlaşıldığı iddiasına değil, gerçekten duyulmaya ihtiyacı var. 

Yargılanmayacağı ve akıl verilmeyeceği bir ortamda içini dökmek, bu sırada sözü kendine getirmeye çalışmayan koçun onu ilgiyle dinlediğini hissetmek…

Bu nedenle bir koç, danışanın hislerini anladığını iddia etmekten kaçınmalıdır.

Geçmişte aynı deneyimi yaşayıp benzer bir acı çekmiş olsa bile… Çünkü deneyim aynı olsa da duygular en fazla ‘benzer’ olabilir. 

Bunun da ötesinde koçun kendi geçmişindeki benzer deneyimi söz konusu etmesi danışana bir fayda sağlamamasının yanında, ondan rol çalması ve konuyu kendisine getirmesi demektir. Oysa bir koçluk görüşmesinde tek odak noktası danışan olmalıdır.

Ancak bu durum “Bir seansta asla ‘anlıyorum’ kullanılmaz” anlamına gelmez. 

Koçun kaçınması gereken “hislerini anlıyorum” iddiasıdır.

Yoksa, danışan bazen uzun ve karmaşık cümleler kurup söylediklerinin anlaşıldığına dair bir onay beklediği sırada ona “söylediklerini anlıyorum / ne demek istediğini anladım” demek bambaşka bir şeydir.

Yine de danışanın duyulduğunu, söylediklerinin anlaşıldığını hissettirmenin en güçlü yolu yansıtma yapmaktır. 

Onun anlattıklarını kendi kelimelerimizle ve asıl söylemek istediği püf noktalarını dahil ederek ona kısaca özetlemek kadar güçlü bir “ne dediğini anlıyorum” mesajı olamaz.